Covid19 Süreci ve Tekhnelogos

Sizlere bu blog üzerinden ilk kez aktaracağım düşünceler hepimizin keyfini kaçıran hatta bunun da ötesinde yaşam şeklimizi sorgulatarak değiştiren ve artık önemle üzerinde durmamız gereken Covid19 süreci ile ilgili olacak.

Çin’de doğan ve tüm dünyayı etkisi altına alan bu olağan dışı durumla, her şeyin yolunda olduğunu zannettiğimiz bir akşam tanıştık. Tv kanallarında ve sosyal medya platformlarında aylardır konuşulmakta olan bu konu bir süredir ülkemizin ve dünyanın tek gündemi oldu.

Tüm dünya Covid19 ile mücadele yolları ararken ülkemizde kendisini nispeten daha geç göstermesi bize zaman kazandırdı. Böylece durduk ve düşündük. Kişisel hayatımızda neler değişmeliydi? Nelere dikkat ederek ve nasıl önlemler geliştirmeliyiz? Nelerden kaçınarak yaşamak zorundayız? Bu soruların belirsiz yanıtları her birimizin aklında sürekli bir karmaşa yaratırken elbette önceliğimiz şirket yaşamı olmalıydı.

İstanbul’un bambaşka semtlerinden her sabah buraya gelen onlarca kişiyiz. Mücadele etmek zorunda olduğumuz şey, içimizden birinin diğer onlarca kişinin sağlığını riske atmamasını sağlamaktı. Evlerimizde sadece çekirdek ailemiz ile iç içeyken, şirketimizde çok daha kalabalık bir aile oluşturduğumuz için hepimizin birbirimizden sorumlu olduğu şu günlerde çalışma hayatımızı kolaylaştıracak sağlıklı çözümler geliştirmeyi amaçladık.

ŞİRKET YAŞAMINDA COVİD19 ÖNLEMLERİ NEDEN ÖNEMLİ?

Tekhnelogos çatısı altında sadece çalışan bir topluluk değiliz. Burada hayli zaman geçiren bir topluluğuz. Yürüttüğümüz ekip çalışmalarından toplantılarımıza, yemek, oyun, kutlama gibi etkinliklerimizden düzenlediğimiz söyleşilere kadar bu alanda çalışmanın ötesinde bir fiil ile, yaşıyoruz. İç içe olduğumuz bu yaşam döngüsünde her birimiz bu büyük topluluğu etkileyebileceği için yapılması gereken şeylerden ilki bu kadar sosyal olan şirket yaşamımızı değiştirmek oldu. Dillerden düşmeyen “sosyal mesafe” tabirinin gerektirdiği kadar uzak kalmayı tercih ettik, ayrı düştük.

TOPLULUĞU DAĞITAN ÇÖZÜMLERİMİZ

Sağlıklı çözümlerimizin ilki elbette ki birbirimizle kurduğumuz teması azaltmak oldu. Bu nedenle hızlıca bir program oluşturarak “home office” olarak bilinen evden çalışma şeklini hayatımızın merkezine oturttuk. Haftanın yarısında evimizde çalışarak çalışma şeklimizi şirket çatısından evlere taşıyarak dijitalleştirmenin ilk adımını attık. Bir teknoloji firması olarak bunun üstesinden gelebilmek zaten bizim başarımızı ortaya çıkaracaktı. Kendimizi en çok güvende hissettiğimiz bu alanda, yani evlerimizde çalışarak riski yarıya düşürmeyi sağladık.

Topluluğumuzu küçültmeye, kalabalık grupları parçalamaya çalışırken sokaktaki kalabalığı da düşünmek gerekli idi. Çalışma saatlerimizdeki yeni bir esneklik ile mesaimizin başlangıcını, toplu taşıma araçlarının daha boş olduğu, trafiğin daha az olduğu geç bir saate çekerek düzenleme oluşturduk.

Şirketimizde gün içinde az sayıda bir topluluk oluştursak da bir araya gelme durumunu minimize edebilmek adına toplantılarımızı online yapmayı tercih ettik. Zorunluluk halinde ise en az sayıda kişiyle ve kısa sürecek toplantılarla önlemlerimizi canlı tutmayı ihmal etmedik. Bir süre asansör kullanımını erteleyerek sosyal mesafeyi vurgulayan çözümlerimizi tamamlamış olduk.

HİJYENİ VURGULAYAN ÇÖZÜMLERİMİZ

Kişisel olarak yaşam alanlarımızdaki hijyen ne kadar önemli ise çalışma hayatımızdaki hijyen boyutu da bunu aratmayacak kadar önemli olduğundan, şirketimizde temizlik konusunda üst düzeyde adımlar atıyoruz.

Yüzey dezenfektanlarını ve Covid19 mücadelesinde en etkili olduğu bilinen çamaşır suyu bazlı deterjanları, zemin ve yüzey temizliklerinde sürekli kullanıyoruz. Herkesin sürekli temas ettiği ortak yüzey alanları, her gün bu malzemeler ile hassasiyetle temizlenmeye devam ediyor.

Bir araya gelme durumunu en aza indirmek ve bulaş ihtimalini sınırlandırmak adına mutfaklarımızı kullanmama kararı aldık. Ayrıca bu tedbiri, yıkanması gereken cam ve porselen mutfak gereçlerini kullanmayarak, tek kullanımlık karton bardakları tercih ederek güçlendiriyoruz.

Şirket içinde hemen hemen her köşeye konumlandırılmış el dezenfektanları ile el hijyenini koruyarak daha bilinçli bir çalışma şekli tasarladık.

ZİHİNLERDE KALICI ÇÖZÜMLERİMİZ …

Fiziksel olarak yapılabilecek şeylerden biri topluluk oluşumunun önüne geçmek ve çalışma alanlarımızın hijyen koşullarını artırmak idi. Ancak yeni çalışma koşullarımızın önemi zihinlere gerektiği ölçüde kazınmadıkça tüm bu fiziksel değişimleri oturtmak kolay olmayacaktı.

Tedbirlerin her birinin açıklandığı Covid19 ile yeni çalışma düzenimizi ifade eden bir protokol hazırladık. Bu protokolün anlaşılırlığını sağlamak için “şirkete giriş, çalışma şekli, yemek düzeni, toplantı düzeni ve hijyen protokolü” gibi başlıklar halinde açıklayarak her çalışanın bundan sonraki süreçten haberdar olmasını sağladık.

Tüm önlemlerin hayata geçmesini desteklemek adına çeşitli uyarıcıları ilişkili yerlere yapıştırdık. Böylece birbirimize karşı göstermemiz gerekli olan sosyal mesafe ve diğer tüm değişimler bu uyarıcılar ile sürekli vurgulandı.

Her sabah şirket girişinde yapılan ateş ölçümü ile dağıtılan maskeler, şirket olarak bu konunun ciddiyetinin ne kadar bilincinde olduğumu bir kez daha gösterdi.

Yeni bir yaşam biçimine dönüşen bu tedbirlerin kalıcılığını oturtmanın en anlamlı formülü ise herkesin taşımış olduğu bireysel sorumlulukların yanı sıra toplumsal sorumlulukları da içselleştirmesini sağlamak idi. Kişisel alanlarımızın ve kişisel eşyalarımızın hijyeninden sorumlu olduğumuz gibi toplantı odası gibi ortak kullanım alanlarının havalandırılmasından, maskesiz gezinen çalışma arkadaşlarımızı nezaketle uyarmaya kadar pek çok şey bir topluluğun parçası olma bağlamında her birimizin ayrı ayrı göreviydi.

Böylelikle çalıştığı şirketin sorumluluklarını, yönetim ve insan kaynakları ekibiyle paylaşarak tüm sürece katkı sunmuş olan her çalışma arkadaşımız için şirketimiz, aidiyet duygusuyla yaklaştıkları bir ortam, belirlediğimiz tedbirler ise zihinlere yerleşen yeni bir yaşam biçimine dönüştü.

SÜRECİ NASIL YÖNETİYORUZ?

Covid19 sürecinde riski minimuma düşürecek her adım için, detaylıca yapılan araştırmalar sonucunda varılan istişareler ile panik ortamı yaratmadan yeni bir çalışma planı oluşturduk.

Şirket yönetiminin insan kaynakları ile birlikte yürüttüğü bu süreçte yeni çalışma düzenimizden, çalışma takvimine, yeni çalışma ortamında değişen koşullarımıza kadar alınan yeni kararları tüm çalışanlarımız ile en şeffaf biçimde paylaştık.

En üst düzeyde alınan tedbirler sonrasında içimizden herhangi bir çalışanda pozitif sonucunun çıkmasıyla başlayacak bir sonraki süreç adım adım tasarlandı. Sağlık kurumunda veya evde gerekli tedavi ve karantina şartlarını tamamladıktan sonra tekrar bir doktor muayenesiyle birlikte şirketteki çalışma düzenine devam edilmesi, normalleşme süreci olarak tanımlanıp “iyileşme protokolü” başlığında değerlendirildi ve yine şirket çalışanları ile paylaşıldı.

Daima bir sonraki adımı düşünerek hareket etmek, karşımıza çıkacak riskli durumları minimize etmek, sorumlulukları tek bir mekanizmanın yönetimi üzerinden ilerleyen bir sistemle değil, bu topluluk içerisindeki her çalışanın birlikte üstlendiği ve yükümlülüğü paylaştığı yeni bir yaşam şekline dönüştürmek tüm bu sürecin yönetimi konusunda herkes için daha motive edici oldu.

Tekhnelogos olarak bu süreci en az zararla atlatmanın yöntemlerini araştırırken, çalışanların sağlığını riske atmamaya öncelik tanımış olmak, bir arada geçirdiğimiz saatleri bir iş üretmekten çok daha öteye taşıyan anlamlı yaklaşımların neticesi oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir