Tekhnelogos YazılımSon olarak iPhone’larda kullanılmaya başlanmasıyla bir anda ünlenen eSIM’ler hem tüketiciler hem de işletmeler üzerinde etkili olacağa benziyor. SIM teknolojisi uzun zamandır mobil internet bağlantısından sorumlu olarak kullanılıyor. İlk olarak 1991 yılında, ilk web sitesi ile aynı yıl icat edilen SIM kart, teknolojinin her zaman yenilikçi dünyasında, göreceli olarak uzun yıllar boyunca değişmeden hayatta kaldı. Ancak teknoloji ilerledikçe SIM kartlar, tarihe karışabilir.
eSIM’ler artık işletmeler tarafından da giderek daha fazla benimseniyor. İster özel bir ağ ister farklı mobil operatörler olsun, farklı bağlantılara geçişi destekledikleri için eSIM’ler küresel IoT çözümlerinin dağıtımında önemli bir rol oynayabilir. Örneğin, bağlı cihazlar tek bir fabrikada oluşturulabilir ve küresel bir eSIM ile gömülebilir, yani dünyanın dört bir yanına gönderildiklerinde yerel bir profil verilebilir.
eSIM’lerin gelişi, bağlı cihazların kurulumunun çok daha basit ve esnek olduğu anlamına geliyor; bu da her şeyi birbirine bağlamayı ve devasa Makine Tipi İletişimler elde etmeyi her zamankinden daha kolay hale getiriyor. Bu tür iletişimin desteklenmesi 5G’nin ana kullanım alanlarından biri olarak gösterildiğinden, eSIM’ler 5G ağlarının potansiyelini gerçekleştirmesine de yardımcı olabilir. Araştırmalara göre, eSIM pazarının 2027 yılına kadar 16,3 milyar dolar değerinde olması bekleniyor.
eSIM’e giriş
eSIM, birçok yeni nesil teknolojinin ilerlemesi için her ne kadar önemli olsa da SIM ailesindeki tek oyun değiştirici olmayacak. Çünkü, entegrasyon SIM’i hemen arkasından geliyor. eSIM bir bakıma bir SIM kart değil, işlevselliği doğrudan cihazın işlemcisine tamamen entegre edilmiş bir SIM karttır.
eSIM’in bağlı cihazlar ve ondan yararlanan işletmeler için iki ana faydası bulunuyor. Birincisi, bir eSIM’in çok daha küçük güç gereksinimleridir. Ayrı bir bileşen olmadığından eSIM’ler yaklaşık %70 daha az güç kullanıyor. Bu da büyük IoT kullanım durumlarını daha uygulanabilir hale getirmeye yardımcı oluyor. İşletmeler giderek daha fazla veriyi birbirine bağlamaya çalıştıkça, yoğun güç gereksinimleri hızla lojistik ve finansal olarak savunulamaz hale gelebilir.
Diğer avantajı ise yerden tasarruf sağlamasıdır. SIM kart şeklinde ekstra bir bileşen eklemediğiniz için, daha küçük cihazları bağlamanın kapısını açıyor. Bu, büyük ölçekli IoT’nin her zamankinden daha fazla şeyi birbirine bağlaması için oldukça önem arz ediyor.
eSIM’ler işletmeler için ne anlama geliyor?
Dünya çapında daha fazla işletme ve sektör büyük IoT çözümleri uygulamaya başladıkça, bunu desteklemek için küresel eSIM kullanımında kademeli bir büyüme bekleniyor. IoT’nin bir diğer parçası da kitlesel dağıtıma doğru büyük adımlar atan özel 5G ağlarıdır. Özel 5G, mMTC uygulamalarının bağlantı taleplerini desteklemede önemli bir unsuru temsil ediyor ve bir süredir gündemde yer alan “akıllı fabrikalar” ve “akıllı havaalanları” sunuyor. Bu sebeple eSIM’ler, işletmelerin bunu gerçekleştirmesini daha kolay ve daha uygun maliyetli hale getirebilir.
Ancak eSIM’lerle ilgili olarak işletmelerin ve cihaz üreticilerinin aşması gereken bir dezavantaj da bulunuyor. SIM doğrudan cihazın içine yerleştirildiğinden, ürün geliştirme zaman çizelgelerinin daha uzun olması muhtemeldir. Bir SIM kartın “tak ve çalıştır” doğasından ziyade, eSIM’lerin IoT çözümlerine aşamalı olarak entegre edilmesi gerekiyor.
Her yeni nesil telekom teknolojisi gibi eSIM de işletmelerin cihazları bağlama ve çözümleri dağıtma yöntemlerini değiştirebilir. İster modül üreticisi ister cihaz üreticisi ya da bağlantı tedarikçisi olsun, sektördeki her oyuncunun bu dönüşümü kendi seviyesinde uygulaması gerekecek. Her iki durumda da devasa IoT gelişimi önümüzdeki birkaç yıl içinde daha da hız kazanacak. Bunun en önemli nedeni daha akıllı eSIM’lerin geliştirilmesidir, ancak özel ağlar da büyük bir faktör oluşturuyor. Makineler arası iletişim ve endüstri 4.0 gibi uzun zamandır duyduğumuz kavramlar, mütevazı SIM kartın yeni nesil versiyonu sayesinde nihayet gerçeğe dönüşebilir.
Tekhnelogos Yazılım
Beyza Çoban