İş Dünyasının Sessiz İşçi Arıları

İş dünyasının genel dinamizmine, birçok eğitim içeriklerine, konferanslarda yüksek sesle vurgulananlara veya en çok satan iş kitaplarına baktığınız da hiç dikkatinizi çekti mi?

Başarılı kişi veya çalışan kimdir sorusuna verilen uzun cevapların alt metni çoğu zaman enerjisini dışarı aktarabilen kişilerle bağdaştırılmasıdır. Yani etkili iletişim yeteneği olanlar, büyük veya küçük kitlelere hitap edebilenler, yönlendirme ve ikna yeteneği fazla yüksek aynı zamanda sosyal çevresinde popüler olan kişiler. IK profesyonellerinin birçoğu yukarıdaki özellikleri okuduğunda aslında hangi gruptan bahsettiğimi anlamış olmalılar. Namı diğer “Dışa Dönük” kişilik arketipine sahip olanlar. 1900’lü yıllarında başında Carl Gustav Jung tarafından ortaya atılan bu kişilik arketipinde dışa dönüklerin taban tabana zıt olduğu diğer grup ise “İçe Dönük” olarak tanımlanıyor. Yani konuşmadan önce düşünmeye, konuları derinlemesine keşfetmeye ve sessiz düşünme yoluyla kendilerine enerji vermeye meyilli olan kişiler. Bu terimleri veya anlamlarını bilmiyor olsanız bile farkında olmadan günlük yaşantı, eğitim sistemi ve iş dünyasında bu iki ana kategoriye göre ayrıştırılırız ya da ayrıştırırız. Asıl kötü olan ise buna göre ödüllendirilir veya cezalandırılırız. İçe dönük ve dışa dönük kişilik özelliklerini ilk kez bilimsel arenaya taşıyan Carl Gustav Jung’a göre içe dönüklük özellikle batı toplumlarında hastalıklı, düzeltilmesi gereken bir durum olarak görülmektedir. (1) Toplumsal bakış açısına göre ise içe dönüklerin mutsuz ve yeteneksiz olduğu düşünülür. Halbuki girişim, yenilikçilik, sağlam bir öngörü, stratejik bakış açısına sahip dehalar olarak andığımız birçok ismin ana akretipi “İçe Dönük” kişilik özelliğine sahip olmalarıdır. Microsoft’un ve milyon dolarların sahibi Bill Gates’i hepimiz tanıyoruz. O da içe dönük girişimcilerden biri. Hatta bu konudaki görüşlerini kendi sözlerinden anlayabiliriz: “Eğer akıllı davranırsan, içe dönük olmaktan faydalanmayı öğrenebilirsin. Yani birkaç gün uzaklaşıp zor bir problem üstüne kafa yorabilmelisin. Bulduğun her şeyi okumalı ve sürekli düşünerek kendinizi zorlamalısın. Bir sonuca ulaştığında ise… O zaman da dışa dönük insanların ne yaptıklarını öğrenmelisin ya da birkaç dışa dönük insan işe almalısın ki her iki yetenek grubundan da faydalanabilesin”. Yapılan araştırmalar ise içe dönüklerin kariyerlerini ilerletmek için daha fazla mücadele ettiğini, dışa dönüklerin ise daha hızlı terfi ettiğini gösteriyor. Neden içe dönükler iş yerinde göz ardı edilir? Batı toplumları arasında içe dönüklerin sayısının %50 kadar yüksek olduğu ve Doğu kültürlerinde ise daha da fazla olduğu düşünülmekte. Ancak, konu yönetim ve yönetsel konulara geldiğinde içe dönüklerin yüzdesinin dramatik şekilde düştüğünü gözlemleriz. Bunun içe dönüklerin daha az hırslı olma eğiliminden kaynaklanması kısmen muhtemel. Diğer nedenler arasında ise şu yaygın inanışlar yer alıyor;

• İçe dönüklüğün liderliğin önündeki bir engel olarak görülmesi

• Dışa dönüklere daha uygun olan “ekip çalışması”nın başarının anahtarı olarak vurgulanması

• İdeal liderin tanımının “girişken, alfa ve spot ışığında rahattır” olarak yapılması Tüm bu yaygın önyargılar içe dönük çalışanların işyerinde daha arka sıralarda yer almasına neden oluyor. Çünkü genellikle daha az geri bildirim vermek, kendilerine söyleneni en iyi şekilde yapmaya çabalamak, işyeri uyumsuzluklarından kaçınmak, sessizlik, çok düşünme ihtiyacı, konsantrasyon ve rekabet ortamından daha çok iş birliği ortamına uyum sağlayabilmek şeklinde kalıplaşmış özelliklere sahipler.

Peki göz ardı edilen içe dönük çalışanların ekibinizde veya kuruluşunuzda aslında hangi alanlarda başarılı olabileceğini yeterince farkında mıyız?

• Uzun süre konsantrasyon gerektiren teknik görevlere veya rollere çok uygundurlar. Ayrıca evden çalışırken veya seyahat ederken dışa dönüklerden daha üretken olma eğilimindedirler ve yoğun dönemlerde dikkatlerinin dağılması daha az olasıdır.

• Karmaşık konuları araştırma ve sonuçları analiz etme yeteneğine sahiptirler. Stratejik düşünebilme ve derin analiz yapabilmeleri karmaşık konuları dışa dönüklerden daha iyi anlamalarını sağlar.

• Sürekli konuşan taraf değil de dinleyici rolüne sahip oldukları için bir karara varmadan önce birçok farklı yol bulma konusunda daha yaratıcıdırlar.

• Sakin kalabilme yetenekleri sayesinde kriz durumlarını en iyi şekilde yönetebilir ve en az hasarla konuyu kapatabilirler. İçe dönükler sakin iş ortamları ve iş birlikçi ekiplerle olduklarında potansiyellerini en yükseğe çıkarırlar. Stratejik hareket edebilmek için sessizlik, konsantrasyon ve çok düşünme ihtiyacı olan ancak iş ortamda sürekli aksiyon almak, acele kültürü yaratmak, durmadan ilerlemek gibi popüler kavramları içselleştirmiş yönetici veya ekiplerle çalışmak zorunda kalan birçok içe dönük yetenekli çalışan var. Ve günümüz iş dünyasında maalesef bu önyargılar sessizliği olumsuz etiketleyen bir kurum kültürü yaratılmasına neden oluyor. İçe dönük olun ya da olmayın, Susan Cain imzalı “Sakinler de Kazanır” kitabını kütüphanenize eklemenizi naçizane tavsiye ederim.

  1. C. G. Jung. (1976). Psychological Types. ISBN: 9780691018133. Yayınevi: Princeton University Press.
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir